Popüler Kültür İrdelemeleri-Tavernada liseli kız fenomeni /Emre Pekel

Tavernada liseli kız fenomeni

Tavernada liseli kız fenomeni
EMRE PEKEL 

Özal sanat müziği dinlerdi genelde. 'Bir kaset koy da Semra, neşemizi bulalım' dediğinde Semra hanımın taktığı kaset Muazzez Abacı'ydı. Neşenin bulunduğu zamanlardı kimileri için. Ne de olsa 'Memlekette işler ayna, çal çal oyna' dönemi.
Taverna müziğinin haletiruhiyesi, o yıllara en iyi fon müziğiydi galiba. Nurtaç Düzgit ve Grup Turbo adlı grubunun 'Mavi Mavi' albümünün milyonlar sattığı bir dönemdir 80'ler. O zamanın müzik dergisi Hey'in sayfalarını açıp bakın, 'Orhan Gencebay'ın tiraj rekorları yıllar sonra ilk kez geçildi' haberlerini göreceksiniz (Nurtaç Düzgit ve Grup Turbo'nun en hit şarkılarından birinin adını da zikretmek geldi içimizden: 'Olamadım bir baltaya sap olamadım')!
80'lerin sihirli sözcüğü nedir peki? Elbette trend var, vizyon var, transformasyon var... Ama onlardan öte belki de en mühim sözcük: Japon. Ayçekirdeğinden yapıştırıcıya, her şeyin ve hatta mucizenin bile Japon'unun makbul olduğu zamanlardı onlar. Bir de tabii Japon deyince akla gelen, tavernacıların kullandığı o orglar. Ve onlarla koca bir orkestra yerine tek başına ortamı şenlendiren, altyapısı önceden kaydedilmiş şarkılarını tek kollu boksör misali tek ellerinin parmaklarıyla icra eden piyanist şantörler...
Arif Susam, Atilla Kaya, Metin Kaya, Cengiz Kurtoğlu, Nejat Alp, Ersan Tekin, ama en başta ille de Ümit Besen ve daha bir dolu isim... 'Oooo aramızda bu gece kimler de varmış'lar, 'Haydi sahneye oynamaya, sigaramız var demeyin, buyrun sahnede için'ler, 'Bu gece aramızda sevdalılar var, o halde onlar için sevdaaaa sevdaaa diyoruz'lar...
Geçen hafta 'Tarabya sound' da denilen bu tarzın en büyük isimlerinden Atilla Kaya edebiyete intikal edince hatırlandılar gene. 

Liseli mi, kolejli mi?
Taverna deyince bol bol eğlence, felekten gün çalma, ama bir yandan da acılara gark olma mevzubahis. En popüler konu elbette sevgilinin başkasıyla evlenmesi, gelin olup gidenler, nikâh masasına oturanlar, gelinlik sana ne de çok yakışmışlar... Bu arada Semai Semir'in 'Evliler de Sevemez mi' adlı eserine özel bir ilgi göstermek gerek elbette!
Ama diğer tarafta bir de açıklanması zor bir konu başlığı vardı, liseli kızlar...
Taverna müziğinin sebebi bilinmez en sık rastlanan temalarından bir tanesi 'liseli kız' fenomeniydi. Kaset kapaklarındaki fotoğraflarından da gördüğümüz gibi kocaman, bıyıklı, sakallı adamların niye 'Liselim ah liselim...' diye içli içli şarkı söyledikleri anlaşılamamış olsa da ortada böyle bir gerçek var.
O ana dek rastlanmamış bir tema değildir esasen. Mesela Türk popunun klasiklerinden, toplumcu gerçekçi çizgideki Alpay'ın 'Fabrika Kızı' 45'liğinin arka yüzündeki şarkının adına bakalım: 'Kolejli Kız'... Hatta o zamanların müzik dergisi Hey'de Alpay'ın her gün camının önünden geçerek kendisine bu şarkıyı yazma ilhamı veren 'kolejli kız'la evlendiği haberi bile çıkmıştır.
Ya da sanat müziğinden her daim nihavent makamlı bir pop üretmeye çabalamış Yıldırım Gürses, TRT Arı Stüdyoları'nda seslendiriyordu: 'Bilmem hatırlar mısın bir liseli kız vardı/Bir liseli esmer kız/Gözleri yıldız yıldız...' Ama tavernacılar bu işi kimsenin götüremediği bir yere ulaştırmışlardı. Minibüslerin dikiz aynasına yapıştırılan el yazısı kaligrafisinde hazırlanmış çıkartmalarda 'liselim' yazması âdettense bunun müsebbibi en başta merhum Atilla Kaya'ydı. Şöyle girerdi şarkısına: 'Lisenin zilleri çalıyor işte/Yine okula geç kaldın liselim/Elinde ne kitap var ne defterin/Gözlerin çapkınca bakıyor yine/ Liselim liselim canım liselim/Aklımı başımdan aldın liselim...'
'Liseli' konulu ilk şarkıyı kimin yaptığı bugün bile tartışma konusu olsa da tarzın en ünlüsü buydu. Ümit Besen hayranlarına bakılırsa hadisenin ilk kıvılcımını aslında ustanın 'Okul Yolu' şarkısı ve onun getirdiği başarı çakmıştı: 'Hatırladın mı eskiden?/ Geçmişteki günlerden/Akşamları beklerdim/ Sen okuldan dönerken...'


'Yuva hayali kurardık seninle'

Cengiz Kurtoğlu da Ümit Besen gibi o an karşısında duran bir liseli kızdan ziyade, eskilerde kalmış bir aşktan söz etmeyi tercih edenlerdendi: 'Seninle bir kalem bir kâğıt gibi/Seninle bir defter bir kitap gibi/Birlikte yazmıştık kaderimizi/İlk aşkım, sevgilim, liselim benim/Şimdi nerede bir liseli görsem/ Ne zaman oturup yanından geçsem/Kalbim kahrolur, gözlerim nem/İlk aşkım, ilk sevgilim, liselim benim...'
Atilla Kaya ile Cengiz Kurtoğlu'nun aynı adla şarkı yapmasının tek örneği de bu değil ayrıca, bir de 'Okul Yılları' şarkıları var. Atilla Kaya bir diğer yoğun 'liseli kız fantezisi' esintileri taşıyan 'Okul Yılları' eserinde şöyle seslenir: 'Deliler gibiydim görmediğim gün/Okul kapısında beklerdim üzgün/Geçmezdi saatler, içimde hüzün/Çok ağlattı beni okul yılları...'
Cengiz Kurtoğlu da aynı adlı eserinde geçen günlerin ardından serzenişte bulunmaktadır: 'O kuytu köşede beklerdim seni/Elinde kitaplar koşardın bana/Tertemiz duygular kaplardı bizi/Hiç unutulur mu okul yılları...'
Türk popüler müziğinin özellikle incelenmesi gereken bu tuhaf 'liseli kız' günlerinde, Cengiz Kurtoğlu, Ümit Besen'in 'Okul Yolu'na karşılık da her sabah birlikte okula gittiği eski sevgilisini 'Yol Arkadaşım' şarkısıyla anar: 'Bir yuva hayali kurardık seninle/Evlenecektik biz okul bitince/Bir yuva hayali kurardık seninle/Evlenecektik biz bahar gelince/Hani söz vermiştik birbirimize/Neredesin sen yol arkadaşım...'
Atilla Kaya tavernacılar içinde en hızlı yaşayan gibi hatırlanır bugün. Alkol, gece hayatı arasında geçen hayatında sağlık problemleri yaşasa da durulmamıştı hiç. Onu belki de kendisine en yakışan; 'soyadaşı' (ve gene bir 'Liselim' şarkısı okumuş olan) Metin Kaya'nın bir şarkısıyla uğurlamak lazım aslında: 'Nerde trak orda bırak!'
Liselim fenomeniyse muhtemelen Burhan Çaçan'a ait bir şarkıda gösterdi en son kendini: 'Örükleri lüle lüle/Gerdanı benzerdi beyaz güle/Buluşurduk arzu ve istek ile/Liseli vardı ya, ah o liseli/Kısacık etekli, dar elbiseli/Lisenin en şirin, en güzeli...' 
(RADİKAL CUMARTESİ/23.02.2008)

kültür güncesi
 
gündelik yaşamın kent güncesi
 
Hayat bir sahnedir
Sanat hayatın başka bir yorumudur.İnsanın insanı insanca kavradığı bir dünya sunar önümüze..
 
yeni dönemde daha zengin bir içerikle sitemiz güncellenecektir. Sitemizde sizlerin de yazılarının yer alması için yenibirsehir@hotmail.com adresine yazılarınızı bekliyoruz.
 
 
Bugün 11 ziyaretçi (23 klik) burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol